61. Saf Sûresi ( سُورَةُ الصَّفِّ ) Surah As-Saff
Kur’ân sayfa no : 550 - 551   Cüz : 28   Âyet sayısı : 14
Okuyan : Mishary bin Rashid Alafasy
( Kur'ân Kârî’si, Hâfız, Vaiz, İmam ve Kıraât Alimi )

  • 61. Saf Sûresi ( سُورَةُ الصَّفِّ ) Surah As-Saff

    Bismillâhir rahmânir rahîm
    Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla

    ( 1 ) Sebbeha lillâhi mâ fîs semâvâti ve mâ fîl ard, ve huvel âzîzul hakîm. ( 1 )   Göklerde olanlar da yerde olanlar da Allah'ı tesbih ederler. O, güçlüdür, Hakim'dir. ( 2 ) Yâ eyyuhâllezîne âmenû lime tekûlûne mâ lâ tef’alûn. ( 2 )   Ey inananlar! Yapmayacağınız şeyi niçin söylersiniz? ( 3 ) Kebure makaten indallâhi en tekûlû mâ lâ tef’alûn. ( 3 )   Yapmayacağınız şeyi söylemeniz, Allah katında büyük gazaba sebep olur. ( 4 ) İnnallâhe yuhıbbullezîne yukâtilûne fî sebîlihî saffen ke ennehum bunyânun mersûs. ( 4 )   Doğrusu Allah, kendi uğrunda, kenetlenmiş bir duvar gibi, saf halinde çarpışanları sever. ( 5 ) Ve iz kâle mûsâ li kavmihî yâ kavmi lime tu'zûnenî ve kad ta'lemûne ennî resûlullâhi ileykum, fe lemmâ zâgû ezâgallâhu kulûbehum, vallâhu lâ yehdîl kavmel fâsikîn. ( 5 )   Musa milletine: "Ey milletim! Beni niçin incitirsiniz? Oysa, benim size gönderilmiş Allah'ın bir peygamberi olduğumu biliyorsunuz" demişti. Ama onlar yoldan sapınca, Allah da onların kalblerini saptırmıştı. Allah, yoldan çıkan milleti doğru yola eriştirmez.
  • ( 6 ) Ve iz kâle îsâbenu meryeme yâ benî isrâîle innî resûlullâhi ileykum musaddikan li mâ beyne yedeyye minet tevrâti ve mubeşşiran bi resûliy ye’tî min ba’dîsmuhû ahmede, fe lemmâ câehum bil beyyinâti kâlû hâzâ sihrun mubîn. ( 6 )   Meryem oğlu İsa: "Ey İsrailoğulları! Doğrusu ben, benden önce gelmiş olan Tevrat'ı doğrulayan, benden sonra gelecek ve adı Ahmet olacak bir peygamberi müjdeleyen, Allah'ın size gönderilmiş bir peygamberiyim" demişti. Ama o elçi, kendilerine belgelerle geldiği zaman: "Bu, apaçık bir sihirdir" demişlerdi. ( 7 ) Ve men azlemu mimmenifterâ alâllâhil kezibe ve huve yud’â ilâl islâm, vallâhu lâ yehdîl kavmez zâlimîn. ( 7 )   Müslüman olmağa çağırılmışken gelmeyip Allah'a karşı yalan uydurandan daha zalim kimdir? Allah, zalim olan milleti doğru yola eriştirmez. ( 8 ) Yurîdûne li yutafiû nûrallâhi bi efvâhihim vallâhu mutimmu nûrihî ve lev kerihel kâfirûn. ( 8 )   Ağızlarıyla Allah'ın nurunu söndürmek isterler. İnkarcılar ne kadar istemeseler de, Allah nurunu, dinini tamamlayacaktır. ( 9 ) Huvellezî ersele resûlehu bil hudâ ve dînil hakkı li yuzhirahu alâd dîni kullihî ve lev kerihel muşrikûn. ( 9 )   Ortak koşanlar istemese de, dinini bütün dinlerden üstün kılmak için, Peygamberini, doğruluk rehberi Kuran ve gerçek dinle gönderen O'dur. ( 10 ) Yâ eyyuhâllezîne âmenû hel edullukum alâ ticâretin tuncîkum min azâbin elîm. ( 10 )   Ey inananlar! Sizi can yakıcı bir azabdan kurtaracak, kazançlı bir yolu size göstereyim mi? ( 11 ) Tu’minûne billâhi ve resûlihî ve tucâhidûne fî sebîlillâhi bi emvâlikum ve enfusikum, zâlikum hayrun lekum in kuntum ta'lemûn. ( 11 )   Allah'a ve Peygamberine inanırsınız; Allah yolunda canlarınızla, mallarınızla cihat edersiniz; bilseniz, bu sizin için en iyi yoldur. ( 12 ) Yagfir lekum zunûbekum ve yudehılkum cennâtin tecerî min tahtihâl enhâru ve mesâkine tayyibeten fî cennâti adin, zâlikel fevzul azîm. ( 12 )   Böyle yaparsanız, Allah günahlarınızı size bağışlar, sizi, içlerinden ırmaklar akan cennetlere, Adn cennetlerinde hoş yerlere koyar. Büyük kurtuluş budur. ( 13 ) Ve uhrâ tuhıbbûnehâ, nasrun minallâhi ve fethun karîbe, ve beşşiril mu’minîn. ( 13 )   Bundan başka, sevdiğiniz bir şey daha: Allah katından bir yardım ve yakın bir zafer vardır. İnananlara müjde ver. ( 14 ) Yâ eyyuhâllezîne âmenû kûnû ensârallâhi kemâ kâle îsâbene meryeme lil havâriyyîne men ensârî ilâllâh, kâlel havâriyûne nahnu ensârullâh, fe âmenet tâifetun min benî isrâîle ve keferet tâifeh, fe eyyednâllezîne âmenû alâ aduvvihim fe asbehû zâhirîn. ( 14 )   Ey inananlar! Allah'ın dininin yardımcıları olun. Nitekim, Meryem oğlu İsa, Havarilere: "Allah'a giden yolda yardımcılarım kimlerdir?" deyince, Havariler: "Allah'ın dininin yardımcıları biziz" demişlerdi. İsrailoğullarının bir takımı böylece inanmış, bir takımı da inkar etmişti; ama Biz, inananları düşmanlarına karşı destekledik de üstün geldiler.