( 12 ) Fîhâ aynun câriyeh.
( 12 ) Orada akan kaynak vardır.
( 13 ) Fîhâ sururun merfûah.
( 13 ) Orada, yükseltilmiş tahtlar vardır.
( 14 ) Ve ekvabun mevdûah.
( 14 ) Yerleştirilmiş kaseler,
( 15 ) Ve nemâriku masfûfeh.
( 15 ) Sıra sıra yastıklar,
( 16 ) Ve zerâbiyyu mebesûseh.
( 16 ) Serilmiş, yumuşak tüylü halılar vardır.
( 17 ) E fe lâ yanzurûne ilâl ibili keyfe hulikat.
( 18 ) Ve ilâs semâi keyfe rufiat.
( 19 ) Ve ilâl cibâli keyfe nusibet.
( 20 ) Ve ilâl ardi keyfe sutihat.
( 17 - 20 ) Bu insanlar, devenin nasıl yaratıldığına, göğün nasıl yükseltildiğine, dağların nasıl dikildiğine, yerin nasıl yayıldığına bir bakmazlar mı?
( 21 ) Fe zekkir innemâ ente muzekkir.
( 21 ) Sen öğüt ver! Esasen sen sadece bir öğütçüsün.
( 22 ) Leste aleyhim bi musaytir.
( 22 ) Sen, onlara zor kullanacak değilsin.
( 23 ) İllâ men tevellâ ve kefar.
( 24 ) Fe yuazzibuhullâhul azâbel ekber.
( 23 - 24 ) Ama kim yüz çevirir, inkar ederse, Allah onu en büyük azaba uğratır.
( 25 ) İnne ileynâ iyâbehum.
( 25 ) Doğrusu onların dönüşü Bize'dir.
( 26 ) Summe inne aleynâ hisâbehum.
( 26 ) Şüphesiz sonra hesaplarını görmek de Bize düşmektedir.