77. Mürselât Sûresi ( سُورَةُ الْمُرْسَلَاتِ ) Surah Al-Mursalaat
Kur’ân sayfa no : 579 - 580   Cüz : 29   Âyet sayısı : 50
Okuyan : Mishary bin Rashid Alafasy

  • 77. Mürselât Sûresi ( سُورَةُ الْمُرْسَلَاتِ ) Surah Al-Mursalaat

    Bismillâhir rahmânir rahîm
    Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla

    ( 1 )   Vel murselâti urfâ. ( 2 )   Fel âsifâti asfâ. ( 3 )   Ven nâşirâti neşra. ( 4 )   Fel fârikâti ferkâ. ( 5 )   Fel mulkiyâti zikrâ. ( 6 )   Uzran ev nuzrâ. ( 7 )   innemâ tûadûne le vâki. ( 7 )   Birbiri ardından gönderilenlere ve görevlerine koştukça koşanlara, Allah'ın buyruklarını yaydıkça yayanlara ve hak ile batılın arasını ayırdıkça ayıranlara, kötülüğü önlemek veya uyarmak için vahiy getiren meleklere and olsun ki, size söz verilen kıyamet şüphesiz kopacaktır. ( 8 )   Fe izân nucûmu tumiset. ( 8 )   Yıldızların ışığı giderildiği zaman, ( 9 )   Ve izâs semâu furicet. ( 9 )   Gök yarıldığı zaman, ( 10 )   Ve izâl cibâlu nusifet. ( 10 )   Dağlar pamuk gibi atıldığı zaman, ( 11 )   Ve izâr rusulu ukkitet. ( 11 )   Peygamberlere ümmetleri hakkında şahidlik vakitleri bildirildiği zaman; ( 12 )   Li eyyi yevmin uccilet. ( 12 )   Bu, hangi güne bırakılmıştı? ( 13 )   Li yevmil fasl. ( 13 )   Hüküm gününe bırakılmıştı. ( 14 )   Ve mâ edrâke mâ yevmul fasl. ( 14 )   Hüküm gününün ne olduğunu sen nerden bilirsin? ( 15 )   Veyluy yevme izin lil mukezzibîn. ( 15 )   O gün yalanlamış olanların vay haline! ( 16 )   E lem nuhlikil evvelîn. ( 17 )   Summe nutbiuhumul âhirîn. ( 17 )   Öncekileri yok etmedik mi? Ardından, sonrakileri de onlara katarız. ( 18 )   Kezâlike nef’alu bil mucerimîn. ( 18 )   Suçlulara böyle yaparız. ( 19 )   Veyluy yevme izin lil mukezzibîn. ( 19 )   O gün, yalanlamış olanların vay haline!.
  • ( 20 )   E lem nahlukkum min mâin mehîn. ( 21 )   Fe cealnâhu fî karârin mekîn. ( 22 )   ilâ kaderin ma’lûm. ( 22 )   Sizi bayağı bir sudan yaratıp onu belli bir süreye kadar sağlam bir yere yerleştirmedik mi? ( 23 )   Fe kadernâ fe ni’mel kâdirûn. ( 23 )   Buna gücümüz yeter; Biz ne güzel güç yetireniz! ( 24 )   Veyluy yevme izin lil mukezzibîn. ( 24 )   O gün yalanlamış olanların vay haline! ( 25 )   E lem nec’alil arda kifâtâ. ( 26 )   Ahyâen ve emvâtâ. ( 26 )   Biz yeryüzünü, dirilerin ve ölülerin toplantı yeri yapmadık mı? ( 27 )   Ve cealnâ fîhâ ravâsiye şâmihâtin ve eskaynâkum mâen furâtâ. ( 27 )   Orada yüksek yüksek sabit dağlar var edip size tatlı sular içirmedik mi? ( 28 )   Veyluy yevme izin lil mukezzibîn. ( 28 )   Yalanlamış olanların vay o gün haline! ( 29 )   intalikû ilâ mâ kuntum bihî tukezzibûn. ( 29 )   İnkarcılara o gün şöyle denir: "yalanlayıp durduğunuz şeye gidin;" ( 30 )   intalikû ilâ zillin zî selâsi şuâb. ( 31 )   Lâ zalîlin ve lâ yugnî minel leheb. ( 31 )   "gölge yapmayan ve ateşten de korumayan cehennem dumanının üç kollu gölgesine gidin." ( 32 )   innehâ termî bi şerarin kel kasr. ( 33 )   Ke ennehu cimâletun sufr. ( 33 )   O gölgenin saçtığı her bir kıvılcım sanki birer sarı devedir, konak gibi de büyüktür. ( 34 )   Veyluy yevme izin lil mukezzibîn. ( 34 )   Yalanlamış olanların o gün vay haline! ( 35 )   Hâzâ yevmu lâ yentikûn. ( 35 )   Bu, onların konuşamayacakları gündür. ( 36 )   Ve lâ yu’zenu lehum fe ya’tezirûn. ( 36 )   Onlara izin de verilmez ki özür beyan etsinler. ( 37 )   Veyluy yevme izin lil mukezzibîn. ( 37 )   Yalanlamış olanların o gün vay haline! ( 38 )   Hâzâ yevmul fasli, cema’nâkum vel evvelîn. ( 38 )   "Bu, sizleri ve öncekileri topladığımız hüküm günüdür." ( 39 )   Fe in kâne lekum keydun fe kîdûn. ( 39 )   "Eğer bir düzeniniz varsa Bana kurun." ( 40 )   Veyluy yevme izin lil mukezzibîn. ( 40 )   Yalanlamış olanların o gün vay haline!. ( 41 )   innel muttakîne fî zilâlin ve uyûn. ( 41 )   Allah'a karşı gelmekten sakınmış olanlar, elbette gölgeliklerde ve pınar başlarındadırlar. ( 42 )   Ve fevâkihe mimmâ yeştehûn. ( 42 )   Canlarının istediği meyveler arasındadırlar. ( 43 )   Kulû veşrabû henîen bimâ kuntum ta’melûn. ( 43 )   Onlara denir ki: "İşlediklerinize karşılık afiyetle yiyiniz, içiniz." ( 44 )   innâ kezâlike necezîl muhsinîn. ( 44 )   Biz, iyi davrananlara işte böyle karşılık veririz. ( 45 )   Veyluy yevme izin lil mukezzibîn. ( 45 )   O gün yalanlamış olanların vay haline ( 46 )   Kulû ve temetteû kalîlen innekum mucerimûn. ( 46 )   Yiyiniz, biraz zevkleniniz bakalım, doğrusu sizler suçlularsınız. ( 47 )   Veyluy yevme izin lil mukezzibîn. ( 47 )   O gün yalanlamış olanların vay haline! ( 48 )   Ve izâ kîle lehumurkeû lâ yerkeûn. ( 48 )   Onlara "Rüku edin" denildiğinde rükua varmazlar. ( 49 )   Veyluy yevme izin lil mukezzibîn. ( 49 )   O gün yalanlamış olanların vay haline! ( 50 )   Fe bi eyyi hadîsin ba’dehu yuk’minûn. ( 50 )   Kuran'dan başka hangi söze inanacaklar?