71. Nûh Sûresi ( سُورَةُ نُوحٍ ) Surah Nooh
Kur’ân sayfa no : 569 - 570   Cüz : 29   Âyet sayısı : 28
Okuyan : Mishary bin Rashid Alafasy
( Kur'ân Kârî’si, Hâfız, Vaiz, İmam ve Kıraât Alimi )

  • 71. Nûh Sûresi ( سُورَةُ نُوحٍ ) Surah Nooh

    Bismillâhir rahmânir rahîm
    Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla

    ( 1 ) İnnâ erselnâ nûhan ilâ kavmihî en enzir kavmeke min kabeli en ye’tiyehum azâbun elîm ( 1 )   "Milletine can yakıcı bir azap gelmezden önce onları uyar" diye Nuh'u milletine gönderdik. ( 2 ) Kâle yâ kavmi innî lekum nezîrun mubîn ( 2 )   O da şöyle söyledi: "Ey Milletim! Şüphesiz ben, size gönderilmiş apaçık bir uyarıcıyım." ( 3 ) Eni’budûllâhe vettekûhu ve etîûn. ( 3 )   Allah’a kul olmanız, O’na karşı takva sahibi olmanız için. Ve bana itaat edin (tâbî olun). ( 4 ) Yagfir lekum min zunûbikum ve yuahhırkum ilâ ecelin musemmâ, inne ecelallâhi izâ câe lâ yuahhar, lev kuntum ta’lemûn ( 4 )   (Allah da) sizin günahlarınızı mağfiret etsin (günahlarınızı sevaba çevirsin) ve sizi belirlenmiş bir zamana kadar tehir etsin (ömür versin)! Muhakkak ki Allah’ın eceli (onun belirlediği an) gelince tehir edilmez. Keşke siz bilmiş olsaydınız. ( 5 ) Kâle rabbi innî deavtu kavmî leylen ve nehârâ ( 5 )   Nuh dedi ki: "Rabbim! Doğrusu ben, milletimi gece gündüz çağırdım." ( 6 ) Fe lem yezidehum duâî illâ firârâ ( 6 )   "Fakat benim çağırmam, sadece benden uzaklıklarını artırdı." ( 7 ) Ve innî kullemâ deavtuhum li tagfira lehum cealû esâbiahum fî âzânihim vestagşev siyâbehum ve esarrû vestekberûstikbârâ ( 7 )   "Doğrusu ben Senin onları bağışlaman için kendilerini her çağırışımda, parmaklarını kulaklarına tıkadılar, elbiselerine büründüler, direndiler, büyüklendikçe büyüklendiler." ( 8 ) Summe innî deavtuhum cihârâ ( 8 )   "Sonra, doğrusu ben onları açıkça çağırdım." ( 9 ) Summe innî a’lentu lehum ve esrartu lehum isrârâ ( 9 )   "Sonra onlara açıktan açığa, gizliden gizliye de söyledim." ( 10 ) Fe kul tustagfırû rabbekum innehu kâne gaffârâ ( 10 )   (Nuh A.S) ve dedim ki: “Artık Rabbinizden mağfiret dilediğinizi söyleyin. Muhakkak ki O; Gaffar’dır (mağfiret edendir).”
  • ( 11 ) Yursilis semâe aleykum miderârâ ( 11 )   Üzerinize bol yağmurlu olarak semayı göndersin. ( 12 ) Ve yumdidkum bi emvâlin ve benîne ve yece’al lekum cennâtin ve yece’al lekum enhârâ ( 12 )   "Sizi, mallar ve oğullarla desteklesin; sizin için bahçeler var etsin, ırmaklar akıtsın." ( 13 ) Mâ lekum lâ tercûne lillâhi vakârâ ( 13 )   "Ne oluyorsunuz ki Allah'a büyüklüğü yakıştıramıyorsunuz." ( 14 ) Ve kade halakakum etvârâ ( 14 )   "Oysa sizi merhalelerden geçirerek O yaratmıştır." ( 15 ) E lem terav keyfe halakallâhu sebe’a semâvâtin tıbâkâ ( 15 )   "Allah'ın, göğü yedi kat üzerine nasıl yarattığını görmez misiniz?" ( 16 ) Ve cealel kamera fîhinne nûran ve cealeş şemse sirâcâ ( 16 )   "Aralarında aya aydınlık vermiş ve güneşin ışık saçmasını sağlamıştır." ( 17 ) Vallâhu enbetekum minel ardı nebâtâ ( 17 )   "Allah sizi yerden bitirir gibi yetiştirmiştir." ( 18 ) Summe yuîdukum fîhâ ve yuhricukum ihrâcâ ( 18 )   "Sonra sizi oraya döndürür ve yine oradan çıkarır." ( 19 ) Vallâhu ceale lekumul arda bisâtâ ( 19 )   Ve Allah, arzı sizin için geniş bir mekân kıldı. ( 20 ) Li teslukû minhâ subulen ficâcâ ( 20 )   Sizin yolculuk etmeniz için, ondan geniş yollar yaptı. ( 21 ) Kâle nûhun rabbi innehum asavnî vettebeû men lem yezidehu mâluhu ve veleduhû illâ hasârâ ( 21 )   (Nuh A.S): “Rabbim, muhakkak ki onlar bana asi oldular (isyan ettiler). Ve malı ve evlâdı kendisine hüsrandan başka bir şeyi artırmayan kimselere tâbî oldular.” dedi. ( 22 ) Ve mekerû mekran kubbârâ ( 22 )   Ve büyük hileler kurdular. ( 23 ) Ve kâlû lâ tezerunne âlihetekum ve lâ tezerrunne vedden ve lâ suvâan ve lâ yagûse ve yaûka ve nesrâ ( 23 )   İnsanlara: "Sakın tanrılarınızı bırakmayın, Ved, Suva, Yağus, Yeuk ve Nesr putlarından asla vazgeçmeyin" dediler. ( 24 ) Ve kade edallû kesîrâ, ve lâ tezidiz zâlimîne illâ dalâlâ ( 24 )   "Böylece birçoğunu saptırdılar; Rabbim! Sen bu zalimlerin sadece şaşkınlığını artır." ( 25 ) Mimmâ hatîâtihim ugrikû fe udehılû nâran fe lem yecıdû lehum min dûnillâhi ensârâ ( 25 )   Onlar, günahları yüzünden suda boğuldular; ateşe sokuldular, kendilerine Allah'tan başka yardımcı bulamadılar. ( 26 ) Ve kâle nûhun rabbi lâ tezer alâl ardı minel kâfirîne deyyârâ ( 26 )   Nuh dedi ki: "Rabbim! Yeryüzünde hiçbir inkarcı bırakma." ( 27 ) İnneke in tezerhum yudıllû ıbâdeke ve lâ yelidû illâ fâciran keffârâ ( 27 )   "Doğrusu Sen onları bırakırsan kullarını saptırırlar; sadece ahlaksız ve çok inkarcıdan başkasını doğurup yetiştirmezler." ( 28 ) Rabbigfirlî ve li vâlideyye ve li men dehale beytiye muk’minen ve lil muk’minîne vel muk’minât ve lâ tezidiz zâlimîne illâ tebârâ ( 28 )   "Rabbim! Beni, anamı, babamı, evime inanmış olarak gireni, inanan erkek ve kadınları bağışla; zalimlerin de yalnız helakını artır."